İnanç ve ahlak, insanın yaşamına
yön verir ve çocuklukta-gençlikte edinilen görgü, deneyim bireyin ilerki
yaşamını şekillendirir. Bu aşamada Hak değil de, Batıl kesim bu eğitimi
verirse bunu, menfaatlerine kullanacaklarından bireyler köleye dönüşür.
Batıl’ın başını ‘Şeytan’ çekiyor ve mü’minler için Kur’an-ı Kerim’de
Allah cc. buyuruyor;
“Ey
iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslam’a) girin.
Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.”
Bakara Suresi, 208. Ayet.
“Hani
biz meleklere, ‘Adem için saygı ile eğilin’ demiştik de İblis’ten başka
hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri
dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblis’i ve neslini, kendinize
dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için birer düşmandırlar.
Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir! “
Kehf Suresi, 50. Ayet.
Dünya bir imtihan yeridir;
“O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan
için, henüz Arş’ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün içinde (altı
evrede) yaratandır. Böyle iken ‘Ölümden sonra şüphesiz
diriltileceksiniz’ desen, inkarcılar “Mutlaka bu apaçık bir büyüdür”
derler. “
Hud Suresi, 7. Ayet.
Batıl taraf, Hak tarafındakilerin düşmanıdır, bunu idrak edip Hak
tarafını seçiyorsan düşmanını ve onun silahlarını bilmelisin ki ona
karşı gelmek için fikir ve güç sahibi ol.
—-
•Batıl taraf dünya üzerinde kan döküyor, ‘art niyetli düzen’iyle insanları fikirsel ve bedensel köle olarak amaçları doğrultusunda kullanıyor.
Batıl taraf, ‘kolayca yönlendirilen köleler’ elde etmek için bireyleri ‘kimliksiz‘leştirme işlemini gerçekleştiriyor. Bunu şu şekilde yapıyor;
- ‘İnancı, maneviyatı’ yok etmekle,
- ‘Ahlakı, kültürü’ yozlaştırmakla,
- ‘Dürtüyü, ilgiyi, duyguyu, nefsi’ akıl kontrolü silahıyla Batıl’ın çıkarları doğrultusunda yönlendirmekle.
Bunun sonucunda;
- iradesini, sezgisini kaybetmiş,
- Batıl’ın sunduklarına bağımlı (1),
- gerçeklere kör, gafil,
- sapkın cinselliğe yönelen ya da hoş gören (2),
- yönlendirildiğini inkar eden ama Batıl’ın istediği doğrultuda yaşamını sürdüren
köleler ortaya çıkar.
•Günümüzde Şeytanla birlikte Batıl’ın başını Siyonizm çekiyor.
Siyonizm de Şeytan gibi askerlerini toplumların içerisine yerleştiriyor
ve toplumlardan kimseleri de ‘istekli-isteksiz’ askerleri yapıp onlara
öğretilerini işleyip, tekrar toplumları yönetmek için kullanıyor.
Bu askerlerin adlarının; Siyonist, Emperyalist, Mason, Misyoner,
Kripto, Pakraduni, Sebatayist vs. olması önemli değildir önemli olan
Batıl’a hizmet etmeleridir.
Batıl düzen dünyaya sahip olup, hükmettiği için tamamen ‘Batıl kaynakların sunumlarıyla beslenen’ bir dünyayız.
Siyonizm’in ‘Yeni Dinsiz Düzen’ ile siyaseti, medyayı kısaca
‘dünyayı’ yönettiği gerçeği yankı bulmuyor. Tüm yaptıkları kanıtlarıyla
gün yüzünde olması rağmen, ‘Yeni Dinsiz Düzen’ resmi olmadığından
insanlar bu gücün farkında değiller ve bu sömürgeci düzene karşı
gelmiyorlar. Bu da dünya siyasetine ve medyaya sahip olduklarından
kaynaklanıyor.
‘Yeni Dinsiz Düzen’ için yaptıkları gizli toplantılarda konuyu açıklığa kavuşturan cümlelerden;
“Bizim kontrolümüz olmadan bir tek tebliğ bile halka ulaşmayacaktır.”
(Victor Marsden, Siyon Liderlerinin Protokolleri, sy. 61.)
“Alt tabaka, siyasi güçte yetenek sahibi kimseler için özel bir sevgi
ve saygı besler ve onların bütün şiddet hareketlerini hayranlıkla
karşılar, ‘aşağılık bir iş fakat zekice hazırlanmış’ bir oyun fakat
nasıl kurnazca oynanmış, ne muhteşem bir şekilde tatbik edilmiş, ne
büyük cüret …”
(Victor Marsden, Siyon Liderlerinin Protokolleri, sy. 47.)
“Yöneticilerimizin en mühim amacı şu hususları içerir. Halkın zihnini
eleştiri ile bozmak, onu direnişe uyandıran ciddi düşüncelerden
uzaklaştırmak, zihni kuvvetleri boş nutukları sahte savaşı ile meşgul
etmek.”
(Victor Marsden, Siyon Liderlerinin Protokolleri, sy. 35.)
Tüm dünya ile birlikte bunu Türkiye’de de görmek mümkün.
Yukarıda açıkladığım ‘kimliksiz’leştirme yapılıyor ve kolay bir
şekilde toplumlar etkisiz hale geliyor. Toplumların arasında bu
gerçekleri bilen kesimin de Batıl tarafın etkisiyle sesi gür çıkmıyor,
susturuluyor ya da ‘komplo teorisyeni’ oluyor.
- Doğrultulan ‘akıl kontrolü’ silahının hedefi olmamalı,
- Batıl’ın hazırladığı ortamları ve sunumları terk etmeli,
- İnancını yaşamalı, kültürüne sahip çıkmalı,
- Bilinçlenmeli, çevresini aydınlatmalı,
- Gerçekleri savunmalı, ustaca hareket etmeli!
No comments:
Post a Comment